9 Aralık 2011 Cuma

Yaşasın Cuma

Kpss hazırlığı, ev işi, yemek yapma falan monotonluğunda geçen hayatımın en sevdiğim geceleri cuma geceleri.Bugün sabah kpss denememe girdim öğlen geldim yemek yedim, biraz tv karşısında kestirdim sonra birkaç test çözdüm. Tabi içimden yemek yapmak falan gelmedi, aslında yemek yapmayı .ok severima am şöyle bir düşündüm de yapacak birşey aklıma gelmedi.Bu hafta o kadar çok değişik yemek yaptım ki et,tavuk,sebzeler, balık vs. Şimdi de aşkım işten çıktı eve doğru geliyordur ama onun henüz haberi yok gelince dışarı çıkacağız yemeğe gideceğiz :)) Hiç kızmaz benim sevgilim böyle şeyleree hatta hemen başlar ay orya mı gitsek nereye gitsek, hem dışarda yemek yemeyi çok sever zaten.
Bu arada evlilik çok güzel birşey, eğer doğru insanı bulduğunuza inanıyorsanız bir saniye bile durmayın hemen evleninn.. :))
Güzel bir yemek ardından da güzel bir mekana takılır birşeyler içeriz ya da eve alır evde içeriz :)) Cuma geceleri benim ne ders ne başka şey artık :)) ben kaçtım hemen giyinip süslenip püslenmeliyim :)





7 Aralık 2011 Çarşamba

Zeytinyağlı pırasa, Brokoli çorbası ve sevgilim

Sevgilimin sebze yemekleriyle arası pek iyi değildir ama ben yapınca bazı şeyleri sevmeye başladı. Mesela eskiden ıspanağı hiç sevmezmiş ama benim yaptığım ıspanağa bayılıyor.. Her çeşit sebze çorbasını blendırdan iyice geçirilmiş olduktan sonra  severek yiyor, mesela hiç sevmediği bir sebze olan brokolinin çorbasına da bayılıyor. Aslında ızgara etin yanına buharda pişirilmiş brokoli,havuç vs olunca da yiyor.Anladım ki sunum güzel olunca çoğu şeyi yiyor yani :) Bugün de sevgili kocamın hiç sevmediği bir yemek olan zeytinyağlı pırasayı yaptım. Bugün bizim için bir milat olacak bu sebze açısından eğer bugün yaptığım zeytinyağlı pırasayı severse bundan sonra yiyecek demektir. Ben de elimden geldiğince en güzel şekilde pişirdim pırasayı Devletşah 'ın tarifiyle.. Bana göre leziz oldu ama umarım sevgilim de beğenir. Yanına da kremalı brokoli çorbası yaptım. Evde brokoli vardı ve dünden kalan biraz da krema vardı. Şöyle bir tarifle nefiss bir çorba hazırladım:
200 gr kadar brokoli
Yarım dal pırasa ( zevkinize göre istediğiniz kadar koyabilirisniz ama brokoli tadını bastırmaması için çok fazla olmasın)
1 küçük soğan
1 Küçük patates

Bunların hepsini düdüklüde 10-15 dk kadar suyla birlikte haşladım. Ardından küçük bir tencerede 2 kaşık unu  2 kaşık zeytinyağıyla kavurdum ve üzerine bu brokolili karışımı ilave ettim. iyice karıştırdıktan sonra blenderdan güzelce çektim bu karışımı. tuzunu et bulyonunu ilave edip 10 dk kadar pişirdim, son olarak 3-4 kaşık kremayı altını kapatmadan önce ilave edip 2-3 dk pişirdim ve çorbam hazır..Afiyet olsun :)



Not: Fotoğrafını çekecektim ama unuttum bu arada sevgilim beğendi pırasayı afiyetle yedik :)

4 Kasım 2011 Cuma

Kurban Bayramı

Kurban Bayramınız şimdiden kutlu olsun..Her ne kadar bayramlar bazı insanlar için anlamını kaybetmiş olsa da, yani sadece tatil olarak görülse de, bizim için ailelerimizi görme fırsatı, beraberlik demek.

2 Kasım 2011 Çarşamba

Zorlu süreç başladı

Bu aralar yazamıyorum pek fazla aslında vaktim olmuyor değil ama kafam başka şeylerle meşgul o yüzden kafamı toplayıp birşeyler yazamıyorum işte.Çünkü tekrardan bu zorlu sürece başlamaya karar verdim. 2010 KPSS'ye girip 89 civarı bir puan aldım ama malesef bu puan benim bölümüm için düşük ve bu bu puanla atanmam nerdeyse imkansız.Aslında puanımın geçerliliği Temmuz 2012ye kadar sürüyor ama ben daha iyisini yapabileceğimi düşünüp, tekrar KPSS'ye hazırlanmaya karar verdim.İlk adım olarak dershaneye yazıldım ve artık haftanın 3 günü dershaneye gidiyorum yarım gün.Henüz kendimi derslere tam verememiş olsam da test çözmeye de hızlı bir şekilde başladım.Avantajım geçen yıldan konuları biraz da olsa hatırlıyor olmak..Bazen ne işim var burada ne işim var benim bu tarihle coğrafyaya diyip duruyorum kendi kendime ve güzel bir iş bulamadığım için önce kendime sonra da bu ülkenin haline lanet ediyorum. Oysa şimdi güzel bir işim olsa, orada faydalı olmak için uğraşsam çabalasam, üretsem çalışsam işte para da kazansam nolurduuuuu?? :((
Neyse artık en azından boş boş durmaktansa tekrar denemeye karar verdim ama sanıyorum bu son denemem olacak ve 2012den sonra KPSS ile olan ilişkime mutlu ya da mutsuz bir son verip; hayatımı başka şekilde yönlendireceğim.
Bu yıl benim için çok zor geçecek çünkü 89 puana kadar gelmek kolay asıl bundan sonrası zor benim hiç yanlış yapmaya hakkım yok artık..Bütün herşeyi bilmem gerekiyor..en kötüsünü düşündüğümde bile atanamasam bile pollyannacılık yapıp en azından genel kültürü çok zengin bir vatandaş olarak hayatıma devam ettireceğim diye avutuyorum falan kendimi.Biraz korkuyorum bazen boşvermişliğin dibine vuruyorum, bazen de duruo dururken ağlıyorum..Geleceğimi hiç böyle hayal etmemiştim diye..Ben nerde yanlış yaptım bilmiyorum..
Umarım emeklerimin karşılığını hiç değilse bu yıl alabilirim..

10 Ekim 2011 Pazartesi

İkeasever Sevalyum :)

Ben ikeayı çok severim,ürünlerini de çok beğenirim..Hele eşimle birlikte aldığımız şeyleri kendimiz kurmaya bayılıyoruz..Bu gece ikea'dan birkaç ay önce %50 indirimle aldığımız MALM Şifonyeri kurduk.Taşınmayı planladığımız için aldığımız gibi kurmamıştık ama taşınmaktan vazgeçince kuralım deidk..Kendi yatak odamın şifonyeri olmasına rağmen yeterli gelmiyordu bunu da aldığımız iyi oldu birsürü şeyi toparlayacak şimdi :) Aldığımız şifonyer işte bu. yatak odam da zaten beyaz ağırlıklı olduğu için, çok da uydu..Çekmecelerin içine de skubb kutu seti yerleştirdik mi tamamdır.

Ortaokul çağlarım ve 'N SYNC

Ortaokul çağlarımda en çok Spice Girls dinlerdim.bayılırıdm şarkılarına..Hele o zamanlar hazırlık sınıfı okuyup İngilizce öğrendiğim için, yabancı şarkılara, gruplara olan merağım oldukça fazlaydı.O sıralar popüler olan bir boyband Backstreet Boys'du ama biz kuzenimin bir yaz döneminde aldığı kaseti sayesinde 'N SYNc fanı olup çıkmıştık.Onun posterlerini ve çıkartmalarını veren dergileri kesinlikle kaçırmaz alırdık.Bütün yaz onun şarkılarını dinleyip ezberlemiştik.Bazı şarkıları hala bile hafızamda (gereksiz!) yer işgal etmekte.. Meselaaa ''every little thing i dooo, never seems enough for you, you don't wanna lose it again, but i'm not like them.. :))'' diye devam eden It's gonna be me şarkısı.Bugün bir yerde mi duydum ne yaptım bilmiyorum ama az önce kendi kendimi bu şarkıyı mırıldanırken buldum ve bu postu yazma gereksinimi duydum..O zamanlar herkes backstreet boys'a hayrandı ama ben 'N SYNC'e ve tabii Justin Timberlake'e..Zaten içlerinden de şöhreti yakalayan birtek o oldu sanırım.Tabi Justin Timberlake'i şimdilerde oyuncu olarak da görüyoruz, ve ben beğeniyorum oyunculuğunu.Birkaç sevdiğim şarkısı da var ama hepsi bu.
Size bir Justin şarkısıyla veda edip tavuk suyuna çorba yapmaya gideyim ben :)





9 Ekim 2011 Pazar

Modern Family

Bu diziyi öyle hangi diziyi izlesek,napsak vs. derken bulmuştum.twitterda ön araştırma yapayım dedim izlenir mi nasıldır acaba diye, bana ya Shewolf ya da Marjo kesinlikle izle diye önermişti twitter aracılığıyla..(heh tamam Marjo'ymuş öneren :))Eşimle ben de izlemeye başladık ve birkaç bölüme kalmadan da bağlandık bu diziye.Şimdiler de yeni bölümü de başlamış..Dizide birbiriyle bağlantılı üç aile anlatılıyor.
     İlk ailemizin reisini "Evli ve Çocuklu" dizisinde meşhur Al Bundy karakterini oynayan Ed O'Neill, Jay Pritchett karakteriyle canlandırıyor.Jay kendinden çok daha genç bir eşe sahiptir. Gloria adlı genç eşinin bir de Manny adlı oğlu vardır.Gloria dizide Kolombiya asıllı bir kadını canlandırıyor ve Kolombiya aksnaıyla İngilizce konuşuyor ki ben sık sık eşime onun taklidini yaparken buluyorum kendimi.Gloria çok seksy bir kadın ve dizide Jay'in kızı dahil herkes onu kıskanıyor dönem dönem..Ama benim dizide en sevdiğim karakterlerden biri Gloria..

   İkinci ailemiz ise Phil ve Claire Dunphy çiftidir. Claire, Jay Pritchett'in öz kızı, Phil ise damadıdır. Phil ve Claire çiftinin Haley, Luke ve Alex adın da 3 çocukları vardır. Alex çok zeki bir kız ama erkeklerle arkadaşlık yapma konusunda pek iyi değil.. Haley ise genç kızlığa adımını atmış derslerden nefret eden ama erkek arkadaş konuşarında çok başarılı olan bir kız.Burdaki Phil karakterine de  bayılıyorum sürekli espriler yapıyor falan, çok eğlenceli bir tip bu Phil, aynı zamanda emlak danışmanı kendisi...

   Üçüncü ailemiz ise gay bir çiftten oluşuyor, Mitchell ve Cameron. Mitchell, Jay Pritchett'in öz oğlu. Bu çiftimizin Vietnam'dan evlat edindikleri Lilly adlı bir bebekleri bulunuyor.Bu çiftin bebeklerine verdiği öneme hastayım; ah keşke herkes böye duyarlı olsa çocukları konusunda..O kadar çok ilgileniyorlar ki küçük Lilly'le bayılıyorum..

İşte böyle siz de arada hayatınıza renk katacak yeni bir comedi sitcom arıyorsanız, 20şer dk.lık bölümleriyle Modern Family tam size göre olabilir.

5 Ekim 2011 Çarşamba

Gabrini Summer Edition M113 OJE

Tatil sırasında görüp deneme amaçlı almıştım bu ojeyi.Renkleri çok güzel olsa da gabrini oje nasıl olur, iyi sürülür mü diye bir deniyeyim dedim.Bu adından belli olduğu gibi tam bir yaz rengi, bronz tenle çok daha güzel duruyor..Sürümü biraz zorlu olsa da ilk kat bile güzel duruyor, ben buradaki fotoğraflarda iki kat sürdüm rengin daha iyi anlaşılabilmesi için.Tabi 2. katı sürerken biraz pütürcük falan oldu benimkinde,bu da ojenin biraz koyu kıvamından galiba... Fiyatı 1 TL gibi birşeydi. :)




Yeni dizi tavsiyesi - New Girl

New Girl, Elizabeth Meriwether'ın (No Strings Attached) kaleminden çıkmış olan kadın-erkek ilişkileri üzerine bir sitkom. Dizi, sevgilisinden yeni ayrılmış bir genç kız olan Jess Day'in 3 erkekle aynı eve taşınmak zorunda kalmasıyla başlıyor ve insanlarla ilişkileri konusunda pek başarılı olmayan bu kızın kendini geliştirme serüvenini konu alıyor. Başrolde Zooey Deschanel var. Onun ev arkadaşlarından ilki Coach'u Damon Wayans Jr., diğeri Nick'i Jake M. Johnson ve sonuncusu Schmidt'i Max Greenfield oynuyor.Dizinin henüz üç bölümü yayınlandı ama herkes diziyi şimdiden çok sevdi.Ben de öyle.3. bölümü sanıyorum çıktı; izlemek için sabırsızlanıyorum... Jess karakterini şimdiden çok sevdim.Dizinin 20şer dakikalık bölümlerden oluşması da çerez tadında yapıyor diziyi.
Fox, New Girl'e tam sezon onayı verdi ve dizinin ilk sezonu beklendiği gibi, 13 bölümden 24 bölüme çıkartıldı.









2 Ekim 2011 Pazar

Immortals



Geçen sinemada Son Durak 5'i izlemeden önce yapılan tanıtımlar arasında gördüm bu filmi, 3D olarak yayınlanacak film ben çok beğendim ve gidip sinemada izlemek için sabırsızlanıyorum.
Antik Yunan'da geçen filmde, savaşçı prens Theseus kötü güçlere karşı savaş açar.Mickey Rourke'nin canlandırdığı Titan Hyperion, yıllar sonra insanlığa savaş açar. Savaş Tanrısı Ares tarafından üretilen efsane bir silahın, Epirus Yayı'nın peşindedir. Bu silah, Titanları Tartaruslardan kurtarmaya yarayacaktır, bu silah sayesinde öç alabilecektir. Tanrılar savaşta Hyperionlar ya da insanlık arasında bir seçim yapma yetisine sahip değildirler, taraf tutamamaktadırlar. Tanrıları ve toprağını korumakla görevli olan Theseus'tur ve onu da Zeus seçmiştir.
Filmin konusu Yunan mitolojisine dayanmaktadır. Yönetmen Rönesans resim stilini baz alan bir aksiyon çekmek istediğini söylemiştir. Yönetmenin ağzından: "Düşünün ki Baz Luhrmann Meksika'da Romeo ve Juliet yapıyor."

Selimiye Camii ve Efsaneleri

En son tatilimizde Edirne'de Selimiye Camii'ni de ziyaret etme fırsatımız oldu.Ben Edirne'li olduğum ve liseyi Edirne Merkez'de okumuş olmam sebebiyle defalarca gitmiştim daha önce, bu kez eşimle de ziyaret ettik.
Selimiye Camii Edirne'de 2. Selim'in Mimar Sinan'a yaptırdığı camidir. Sinan'ın 90 (bazı kitaplarda 80 olarak geçer) yaşında yaptığı ve "en iyi eserim" dediği Selimiye Camii gerek Mimar Sinan'ın gerek Osmanlı mimarisinin en önemli yapıtlarından biridir.

Selimiye'nin uzun yıllar boyunca süregelen, kulaktan kulağa, nesilden nesile aktarılan hikayeleri günümüze kadar söylenegelmiştir.


Caminin Yeri Hakkında
Hz. Muhammed'i rüyasında gören padişah II. Selim, Peygamberin emri üzerine onun rüyada işaret ettiği, bugünkü cami alanının bulunduğu yere bir cami yaptırmaya karar vermiştir. 

Selimiye'nin Temel Taşları Hakkında
Koca Sinan, ustalık eserimdir, dediği bu yapının inşaatına başlamadan önce, inşaatta kullanacağıbütün
taş malzemeyi araziye yerleştirmiş. İki yıl süresince tonlarca taş zeminin üzerinde beklemiş.
İnşaatçıların kullandığı "zeminin oturması" denen bir olay vardır. Sinan da Selimiye'nin zeminini 
önceden sıkıştırarak,bu şekilde zeminin oturmasını sağlamıştır. Böylece iş bittikten sonra oluşacak
olan çatlama ve kaymaların önüne geçmiştir.







Temellerinin atılmasının uzun sürmesi hakkında






İnşaat hızla ilerlemekte iken, Mimar Sinan bir gün ortadan kaybolmuş. Her yeri aramışlar, ama
Mimar Sinan'ı kimse bulamamış. Tam 8 yıl sonra, Mimar Sinan çıkagelmiş. Caminin kaldığı yerden
devam etmesini buyurmuş. Sultan Selim, inşaatın 8 yıl beklemesine çok sinirlenmiş: "Tez getirin 
Sinan'ı" diye buyruk çıkartmış. Sultan Selim bu; tüm saray eşrafı korkudan tir tir titriyor, Selim'in
gazabından korkuyorlarmış. Mimar Sinan gayet sakin huzura çıkmış. Selim "anlat" demiş sadece, 
gözlerinden şimşekler çakıyormuş. Hazır olmasını buyurduğu celladyn eli kılıcının kabzasına gitmiş
. Sinan kendinden emin, temelin sağlam olması için zaman gerektiğini söylemiş ve eklemiş:
"Hesaplarıma göre 8 yıl gerekiyordu" demiş. Sultan Selim, eliyle cellada dur işareti vermiş ve 
Mimar Sinan'ın dehası karşısında diyecek bir şey bulamamış.







Selimiye ve Çağrışımlar






Selimiye Camii'nin 31.25 m çapındaki tek kubbesi Allah'ın tek olduğuna işaret eder. Benzer şekilde, 
Selimiye Camii'nin pencerelerinin 5 kademeli oluşu İslam'ın 5 şartını, 4 vaaz kürsüsü 4 hak mezhebini,
Selimiye Külliyesi'ndeki toplam 32 kapı islamiyetin 32 farzını, arka minarelerde 6 yolun olması imanın 
6 şartını, 12 şerefesi ise onikinci padişah tarafından yaptırıldığını ifade etmektedir.



Ters Lale
Rivayete göre Camini arsası içinde bir lale bahçesi varmış ve bu bahçe sahibinden Cami için satın alınmak istendiğinde sahibi vermek istememiş, sonunda razı geldiğinde bahçesinin sembolize edilmesi için bir lale motifinin yapılmasını istemiş.Mimar Sinan da lale motifini yapmış fakat ters olarak yapmış; lale motifi burada bir lale bahçesinin olduğunu, ters yapılması ise sahibinin tersliğini temsil etmektedir.  

6 Eylül 2011 Salı

Schwarzkopf Gliss Shea Cashmere

marjoontheblog.com'da bu şampuanla ilgili yazıyı okuyunca, ben de bu şampuanı bir deneyeyim dedim. Markette de görünce hemen aldım fiyatı 7,90 TL idi.Hemen denedim ve çok memnun kaldım.Saçımı pırıl pırıl,yumuşacık yaptı.Krem kullanmama rağmen çabucak tarandı.Normalde saç uçlarımı hep kremlerim ama şampuanın etkisini görebilmek için krem kullanmadım.Şampuanı 2 haftadır kullanıyorum başta biraz kepeklenme yaptı saçımda ama tüm şampuan değişiklikleirnde saçım bu tepkiyi veriyor :) sonra alışıyor..Sizin de saçınız kuru ve nemini kaybetmişse kesinlikle öneririm; bir deneyin pişman olmayacaksınız :)

5 Eylül 2011 Pazartesi

The Hunger Games (Açlık Oyunları)

Açlık Oyunları (Orijinal adı:The Hunger Games), The Underland Chronicles serisinin yazarı Suzanne Collins tarafından yazılan bilim kurgu romanıdır. İlk olarak 14 Eylül 2008'de basıldı. Birçok ülkede en çok satanlar listesine girdi. Kitabın arka kapağında Stephenie Meyer ve Stephen King'in görüşleri yer almaktadır. Bu kitabın devamı olan ikinci kitap Ateşi Yakalamak Eylül 2009'da, üçüncü kitap olan Alaycı Kuş ise Eylül 2010'da satışa sunuldu.   
                      
Bir zamanlar Kuzey Amerika olarak bilinen bir yerin yıkıntıları içerisinde Panem ulusu yaşamaktadır.Başkent Capitol'ün etrafında 12 bölge bulunmaktadır.Capitol şiddetli ve acımasızdır ve bölgeler bir hat boyunca sıralanmıştır.Onların her biri her yıl yapılan Açlık oyunlarına katılmak zorundadır.Yarışma için her bir bölgeden yaşları 12 ila 18 arasında değişen birer erkek ve bir kız çocuğu göndermek durumundadır.Açlık oyunları TV'den canlı yayınlanan ölümüne bir kavgadır.
On altı yaşındaki Katniss Everdeen annesi ve 12 yaşındaki kızkardeşi ile yaşamaktadır.Oyunlarda kızkardeşinin yerine geçerek ölüm cezasını üzerine alır.Ancak Katniss daha önce de ölüme çok yaklaşmıştır ve bu kez kızkardeşi için ikinci kez hayatta kalma mücadelesi verecektir.Gerçekten ne anlama geldiğini bilmeden bir yarışmacı olmuştur.Eğer bu mücadeleyi kazanırsa hayatta kalma seçeneğini başlatmış olacaktır.
Kazanmak ün ve talih anlamına gelir. Kaybetmek ise kesin ölüm. Açlık Oyunları başlasın!

“Bu kitaba o kadar bağımlı kaldım ki, yemeğe çıktığımda bile kitabı yanımda taşıdım ve masanın altında okumaya devam ettim. Hikayesi beni birçok gece uykusuz bıraktı çünkü bitirdiğimde bile, yatakta bu kitabı düşünmeye devam ettim. Açlık Oyunları kesinlikle büyüleyici.”
—Stephenie Meyer

“Elimden bir türlü bırakamadım… Bağımlısı oldum.”
—Stephen King

Filmi Mart 2012'de ABD'de vizyona girecek.Umarım Türkiye'de de aynı tarihte vizyona girer.
                                                                                                                           

4 Eylül 2011 Pazar

Bayram - Kapadokya (Kızıl Vadi ve Ihlara Vadisi)










Bayramda eşimin ailesinin yanında Kapadokya'daydık.Ürgüp, Göreme gezdik durduk.Eğer kapadokyaya yolunuz düşerse kızıl vadide gün batımını izleyin derim.Ayrıca ilk kez ıhlara vadisine de gitme fırsatı bulduk, ıhlara vadisi de (son dört resim) müthiş biryer..İnmesi ve çıkması biraz yorucu olsa da gerçek bir cennet burası.Bu bayram gezdik, dolaştık ama yorulduk :))

26 Ağustos 2011 Cuma

İyi Bayramlar

Bayramda buralarda yokum.Şimdiden kutlayayım istedim. Herkese şeker tadında bir bayram dilerim...

24 Ağustos 2011 Çarşamba

İşte bu bizim hikayemizz

Size aşk hikayemi anlatmak istiyorum:

Sene 2005 ben üniversite 2. sınıftayım.Sınıftan RHK isimli arkadaşım birgün ders girişinde gelip ağzımı aradı.
Çıktığım biri olup olmadığını öğrenmetye çalıştı önce,yok dedim.Sonra ev arkadaşlarındn birinin beni görüp beğendiğini söyledi.ben önce önemsemedim fazla.İyi falan dedim.O aralarda kısmetim pek açıktı ama,elektronik müh bölümünden biri resimlerimi falan çekmiş gizli gizli,bir arkadaşımızda onunla nette tanışınca göstermiş falan resmimi..Bir de sınıfta giz diye bir arkın beden eğitiminden bir arkadaşı görmüş beğenmiş beni..Neyse hayatımın en kısmetli dönemi,ama böyle olunca tabi ben böyle havalara girdim;hiçbiriyle tanışmak istemiyorum falan..Neyse aylardan Mayıs üniversitede şenlikler var.8 Mayıs 2005 akşam GÖKSEL'in konseri var Arka bahçem adlı albümü yeni çıkmış.Kuzenim var benim cadı..

Cadıyı aradım cadı gel dedim akşam Göksel'in konseri var götüreyim seni..Ok dedi geldi cadı akşam...Süslendik püslendik giyindik cicilerimizi,düştük yollara..
Konser başladı falan,bir baktım bizim sınıftan RHK yanında bir arkadaşıyla geliyor uzaklardan..Yanında böyle uzun saçlı bi çocuk var,ben çocuğu gördüğüm an bittim..İçimden başladım dua etmeye allahım nolur nolur nolur bu çocuk olsun beni beğenen nollluuur diye dua ediyorum..Neyse yanımıza geldiler,bütün gece muhabbet falan..Ben hayran,hayran dinliyorum böyle çocuğu.Sonra birer bira aldık içtik falan..Konser bitti RHK eve bırakalım sizi dedi,e tamam dedim bende.Sonra bizi eve bırakana dek bunlar,biz muhabbete devam..

Ay ben nasıl heyecanlıyım ama böyle heyecandan saçmalıyordum tahminimce.

Neyse eve bıraktılar bizi.O gün de cumaydı..Hafta sonu geçti aradan ben pazartesi kızlara anlattım hemen kankirella,nilüş,yas falan ayy RHK'nın arkadaşıyla tanıştım kızlar şöyle tatlı falan bilmem ne..O sıralar da bu RHK'lar yeni eve çıkmış.Kızlarla dedik ev hediyesi alalım gidelim..Pazaardan bulaşıklık aldık bunlara hediye,hahahhaha...Düştük yollara gittik evlerine,bu bizimki uyuyormuş,yeni kalkmış,e biz az biraz durduk sonra çıktık dışarı,ama benimki gelmedi..bekledik az ama sonra gittik..

Sonra ben eve gittim,tam eve vardım..ah deidm kontör alacaktım diye;yine indim avcılara çarşıya..Yürüken bir de ne göreyim Ooooo benimki geliyor yukardan..karşılaştık,tokalaştık sonra ama böyle biraz uzun bir tokalaşma oldu,Bikaç naber falan konuştuk,o kadar..Hala numaramız falan bile yok..

O hafta sonu bizim kimya mühendisliği klübünün pikniği olacak çatalcada(14 mayıs),RHK dedi 'Billy'i de davet ettim gelicek galiba dedi..Neyse o gün geldi çatalcaya gidiyoruz,sabah erkenden okulda buluşulacak.Okula geldik biz.RHK falan da geldi.Billy yok..RHK diyor ki gelmeyecek ama beni kandırıyormuş,neyse geldi Billyciğim..
otobüslere biniyoruz falan otobüste nasıl otursak falan ben ayakta kalıyodum geçtim bi koltuğa cam kenarına oturdum önümde de kızlar var,sonra billy bindi otobüse..Yalnız o binince Nilüşün billyi bi yanıma oturtuşu vardı ki göremeniz lazım.Adeta itti çocuğu benim yanıma.

Tabi piknikte biz kaynaştık falan,bütün gün dipdibe hiç ayrılmadık..Sonra çıkma teklif etti bana,numaraları alıp verdik.Akşam taa eve giderken kabul ettim bende teklifini..
O gün bu gündür birlikteyiz billyciğimle..2009'da nişanlandık,2010da da evlendik..Büyük aşkımız böyle başladı işte..O gün bu gündür daha bir kez birbirimize küs uyumuşluğumuz yoktur..O gün tartışsak küssek bile,o gece yatmadan önceye kadar muhakkak barışırız..Birbirimizi hergün artan bi aşkla seviyoruz.Çok şükür de evlendik,mutuyuz.Darısı tüm bekarların başına..
Not:Eski blogumdan aldım bu yazıyı :)

22 Ağustos 2011 Pazartesi

Flormar 424 ve 430 numara oje

Dün iki yeni oje aldım renklerine bayıldım.Turkuaz ve mavi.Hemen sizinle paylaşmak istedim flormar 424 ve 430 numara..Ben Anatolium AVM'deki flormar standından aldım.Flormar standlarında heryerde olandan çok daha fazla renk seçeneği bulunuyor.Sürdüğüm ojenin kapağını açık bırakmışım heryere döküldü neyse ki aseton hepsini çıkarıyor...Fiyatları ise 1,5 TL :)






I AM NIKON

18 Ağustos 2011 Perşembe

Steven Spielberg'ten TERRA NOVA


Eylül ayında kocam gibi bilimkurgu severler için yepyeni bir dizi ABD Fox'ta vizyona girecek. Televizyon için yapılmış en aykırı dizilerden biri oalcağa benziyor.Biz şimdiden dizinin başlayacağı günü iple çekiyoruz.Dizi için Jurassic Park'ın Tv versiyonu da deniliyor ancak konusu şöyle:


2149 yılında Dünya gezegeni üzerindeki yaşam, nüfus patlaması ve kirlilik sonucunda yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bilim adamları geçmişi değiştirerek geleceği kurtarmak amacı ile zamanda yolculuk yaparak tarih öncesi döneme gitmenin yolunu keşfederler. Shannon ailesi (Baba Jim, Eşi Elisabeth, ve çocukları Josh ve Maddy) 150 milyon yıl geriye giderek kendilerini "Terra Nova" adlı bölgede bulurlar. İlk insan kolonisi kurulması ve diğer insanlarla karşılaşmaları ile devam eder.Umarım beklediğimiz kadar iyi çıkar dizi.